Pandemide ilk dalgayı geride bıraktık ama bu kış yeniden evde yoğun zamanlar geçireceğiz gibi görünüyor. Dolayısıyla, bu kış ve hatta sonraki ilk bahar için hazırlığımızı yapıp seyredeceğimiz filmleri, dizileri önceden belirlemek doğru bir karar olabilir. Peki, salonumuz, televizyonumuz, ortamımız bu ev sineması yoğunluğuna hazır mı?
Bir zamanlar, kendimizi aylarca eve kapatıp salonumuzda televizyonumuzla sosyalleşeceğiz deseler, çoğumuz inanmazdık ama virüs korkusu sonunda bunu da yaptırdı. Pandemi sırasında, evin en gözde mekanı salonlar ve TV köşeleri oldu. Virün bulaş riskinin yeniden yükselişe geçtiği sonbahar kış ayları için de çoğumuz, evde geçireceğimiz uzun haftalar için hazırlıklarımızı yapmaya başladık. TV ünitesi üzerindeki can dostumuz televizyonlarımızı, ister TV’de yayınlanan ister internet üzerinden seyrettiğimiz çok sayıda diziye ve sinema filmine hazırlıyoruz. Artık kabul etmek zorundayız ki, internetten sonra televizyonun öleceğini düşünenlerin çok yanıldığı ortaya çıktı. Televizyon meğer, evimizdeki en önemli dijital cihazların başında geliyormuş.
Yıllar içinde dijital teknolojiler gelişirken, televizyonların da önemi aynı oranda arttı. Mobil teknolojiler ve dijital cihazlar yoğun olarak hayatımıza girse de, film, dizi, haber izlemek söz konusu olunca, dev ekrandan vazgeçemediğimizi gördük. Hatta TV kanallarını açmayıp tüm yayınları/dizileri/filmleri internet üzerinden seyredenler bile bu görüntüyü büyük televizyon ekranına yansıtmanın yollarını aramaya başladılar. Bu amaçla satılan pahalı kablolu veya kablosuz çözümler için bütçe ayırmayı kabul ettiler. Demek ki, cebimizdeki telefon, dizimizin üzerindeki laptop veya oyun oynadığımız konsolumuz, oyun bilgisayarımız ne kadar güçlü olursa olsun, o dev ekrana her zaman ihtiyaç duyuyoruz.
Bu yüzden, televizyonlarımız hayatımıza eğlence ve mutluluk katmaya devam ediyor. Salonumuzun baş köşesinde yer alan televizyonlarımız, tüm ailece önünde toplandığımız odak noktamız olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Kanepelerimizin yanındaki sehpa üzerinde çıtır çerezlerimiz, yeni dizi bölümlerini ve sinema filmlerini, salonumuzdaki dev ekran üzerinde seyretmeye hazırlanıyoruz.
Televizyonlar hala bu kadar önemliyken ve önemini de kaybetmeyecek gibi görünüyorken, onları salonlarımıza, odalarımıza yerleştirirken, şık, pratik, kullanışlı, uygun mobilyalarla desteklemek de akıllıca bir hareket. Salonda daha konforlu bir TV deneyimi yaşamak için Mondi mobilyalarını da mutlaka incelemenizi tavsiye ediyoruz.
Hayatın odak noktası televizyon
Artık anlıyoruz ki, televizyon evimizdeki öcü değil, aksine büyük bir konfor. Onu hak ettiği gibi değerlendirmek, istediğimiz zaman bir oyun cihazına, dilediğimiz zaman bir sinema perdesine, ihtiyacımız olduğunda bir haber merkezine, ya da müzik/konser salonuna çevirmek için hazırlığımız tam olmalı. Pratik şekilde tüm görevlerini icra edebileceği bir konumda, yine salonumuzun odak noktasına varlığını sürdürmeli. Unutmayın, televizyonu kötü yapan şey, onun varlığı değil, onu nasıl kullandığınızdır. Bu teknolojiyi, hayatınızı kolaylaştırmak, güzelleştirmek, geliştirmek için de kullanabilirsiniz, beyninizi uyuşturmak için de kullanabilirsiniz. Biz, onu hayatımıza yarar sağlayacak şekilde konumlandırdığımızda, tüm ailemiz ondan fayda sağlayacaktır. Bu gerçeği unutmadan, televizyonun hayatımızdaki yerini artık kabullenelim ve bu tartışmalar bitsin.